Benimizin İçinde Benler Var
Edebiyat dünyamızın önemli isimlerinden, dergici ve öykücü Ali Haydar Haksal ile 40 yılı aşan birikimlerinin ışığıyla dijital dergiciliği, Sezai Karakoç’u, kendi yol hikayesini ve yazı serüvenini konuştuk.
Edebiyat dünyamızın önemli isimlerinden, dergici ve öykücü Ali Haydar Haksal ile 40 yılı aşan birikimlerinin ışığıyla dijital dergiciliği, Sezai Karakoç’u, kendi yol hikayesini ve yazı serüvenini konuştuk.
Bozdünya; rengi, hevesi, şarkısı çalınmış bir dünyanın kapılarını aralıyor okuyucuya. Tozun toprağın birbirine karıştığı, radyoda çalan şarkıların bölündüğü, dışarıdan kör gözlerle bakılan insanların dünyasında usulca bir gezintiye çıkarıyor okuyucuyu.
Benim Adım Dertli Dolap; asırlarca eşyanın hakikatini önemsemiş, bu hakikatin aynı zamanda insanın hakikati olduğunu benimsemiş, su içtiği bardağa da başını koyduğu yastığa da kendisine hizmet ettiği için öperek sevgisini göstermiş, ormandaki diğer ağaçlar ürkmesin diye baltasının ucunu mendille gizlemiş bir hassasiyet geçmişimiz olduğunu hatırlatıyor.
Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme kitabında sessizliğin ve durağanlığın arttığı bir anda, birdenbire hayatın edebiyatın önüne geçtiğini hatırlatan bir cümle tüm sessizliği bozar. Çünkü kahramanın ceplerinde, boş bir değişme umudundan ve ölüm korkusundan başka bir şey yoktur.