OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
OKUR2022Haziran

Haziran 2022

İngiltere’deki Zanzibarlı Salim, Türkiye’deki Suriyeli Ahmed, Polonya’daki Ukraynalı Kristina… İsimler ve ülkeler farklı ama duygu aynı: Aidiyet ve kimlik arayışı. Rumeysa Betül Tuncay 2021 Nobel Edebiyat Ödülü’nü Tanzanya-Zanzibarlı Müslüman asıllı siyahi bir yazar olan Abdulrazak Gurnah’ın aldığı haberi beni içten içe sevindirmişti. Hem Afrikalı hem siyahi hem

Devamını Oku

Sümeyye Çiftçi Çocuk kitaplarındaki fazla farkındalık da işe yaramıyor. Her şeyin yolunda gittiği ve herkesin inanılmaz iyi olduğu fikri basit bir kurgudan öteye geçemiyor. Çünkü hayat çoğu zaman kitaba uymaz. “Elma” dersem çıkın, “armut” dersem saklanın. “Sonsuza kadar elma. Hep elma.” Ne olur artık saklanmayın. Aklıma, fikrime,

Devamını Oku

Kamil Büyüker Merhum Mahir İz’in, “o naif üslubuyla, edebi yönüne atfen şair-i güzide-eser, şair-i fukaha, edib-i lebib, vaiz-i şehir-i muhterem” dediği 1978 yılında vefat eden Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, geride bıraktığı Divan’la baki kalan kubbede hoş sadası ve şiiriyle var olmaya devam edecektir. Yakın tarihimizde hatipliği ve şairliğini

Devamını Oku

Ender Ekim Evlatlarımızla kurduğumuz ilişkide en zayıf yanımız empati oluyor çoğu zaman. Çocuğumuzun aklından ne geçiyor bilmiyoruz. Dahası bizim aklımızdan ve gönlümüzden ne geçiyor ondan da bihaberiz. İnsan en çok meçhulden korkuyor. Bilmediğinden, tanımadığından. Eş olmayı bilmezse evlilikten, ebeveynliği bilmezse babalıktan, çocuğunu tanımazsa evladından, kendini tanımazsa “aynalardan”

Devamını Oku

Mehmet Erturan Tarihçiliğimize damga vurmuş dört ustayı büyük yapan özelliklerden biri de kendilerinden önceki büyüklerle olan mesaileri. Onlar, Halil İnalcık’ın ifadesiyle Ömer Lütfi Barkan’ın varisleri. Türk Tarihçiliğinde Dört Sima, İstanbul’un fethinin 652. yıldönümünde, 27-28 Mayıs 2005 tarihinde İBB Kültür AŞ’nin organize ettiği sempozyumun kitaplaşmış hali. İlk baskısı

Devamını Oku

Bu kadar çok cami seven, camilerin minaresinden haziresine, kitabesinden hikayesine, cemaatinden musallasından kalkan cenazesine kadar bilen, inceleyen 19. asır İstanbul efendisinin başucu kitabı elbette Ayvansarayi diye maruf Hafız Hüseyin Efendi'nin kaleme aldığı Hadîkatü'l-Cevâmi'sidir. Ali Sürmelioğlu Hikaye herkes için başka yerden başlıyor. Bir nirengi noktası bu varoluşsal bir

Devamını Oku

Özellikle öykülerde, insanlar okudukları bu satırlarda kendi hikayesinden bir parçanın izini de buluyordu. Misafirimizin hayat tanımlamasında kendime ait bir iz bulmaya çalışmam gibi, satırlarda da aradığımız, varlığımızı hissetme çabası galiba. İnsan o satırlarda, hayalleri yıkılan bir zihnin mücadelesine kendisini eşlik ettiriyor, özlem duyulanla özlemler hatırlanıyor,

Devamını Oku