Fatma Kebire Gündüz
İnsan diyor ki şimdi “Gökhan Özcan yaz, bırak” bundan sonra ne yazsan boş. Bu ismin altını ne ile doldurabilirsin? Ama editörün pek hoşuna gideceğini sanmam. Güç yetirdiğimiz kadarını yazmaya çalışacağız artık.
Çok az yazar için bu cümleleri kurabiliriz zannediyorum. Ve işte huzurlarınızda o yazarlarımızın başında sayabileceğimiz Gökhan’ımız Özcan’ımız. Kitaplarını okuduktan sonra bu sözleri içinden geçirmeyen var mıdır? “İyi ki okudum, iyi ki böyle bir yazarımız var, Allah’ım onu bize yazar kıldığın için sana şükürler olsun.”
Zihin Açan Bir Üslup
Açık Pencere yazarımızın son kitabı. Kendisine has sade ve yalın, hayatımızı bütünüyle kapsayan arı duru üslubu, incitmeyen dili ve zihnimizin tıkanmış yollarını açan, kalbimize dokunan müstesna kelimeleri ile birlikte. Yaşamaktan yorulup nihayetinde sürekli çabalamaktan bunaldığımızda hayata açılan bir pencere, adeta derin bir nefeslik cümleler var kitapta. Aramaktan vazgeçmeyenlerin, kendiyle kavgası bitmeyenlerin, dertlilerin yol arkadaşı bir kitap aynı zamanda. Ezber bozma cesaretini gösterebilmek kaydı şartıyla. Şairin “Allah sürprizdir, Rabbül alemin” dediğine iman ediyorsak tabi.
Her an yeniden başlamak…
Bazı büyükler, kimi yazarlar gibi kendi zamanını kutsayıp şimdiki nesle, gençlere vah vah edip, sürekli eleştirip, küçümsemediği, keskin bir dille hakaretler savurmadığı için sözü dinlenilesi ve kıymetli. Çünkü kızdığı, eleştirdiği, hatalı gördüğü ne varsa hayata dair, biliriz ki kendisini de katarak kurar cümlesini. Tam diyecek olursun ki “oh be yırttık, benden bahsetmiyor canım, onları anlatıyor, başkalarını.” Tanımazlığa, anlamazlığa vurursun kendini ki hop top ağlarda. Tarif ettiği çok yakındadır hatta tam da sensindir. Zira yazar hakikati eğip, bükmeden aşikar kılar. Lafı dolandırmadan meselenin özünü kavramamıza imkan verir.
Nasılını, niçinini vuzuha kavuşturur. Ve sonuçta zamana, gençliğe lanet okumayı değil, anlamayı, çözümlemeyi seçeriz ve ümitvar olmaya çıkar yolumuz. Tüm bunlar olurken ayağımız sağlam zeminde, gerçeğin farkında olup hayal aleminde yaşamamak da cabası. Birlikte anın içinde karşılaştığımız problemlerin çözümü için çabalıyoruz nihayetinde.
Yazının tamamını Okur’un 13. sayısında bulabilirsiniz: http://bit.ly/3azFXBj