OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
 

Bir Memurun Günlüğü

Fatma Kebire Gündüz

İşte bu kelimenin tam anlamıyla bir “karşılaşma” anı. Çünkü yine bir ilk buluşma ve kendi adıma uzun zamandır okumak istediğim yazarın yeni kitabıyla baş başa kalma zamanı. Aracısız, hesapsız, gönüllü bir yoldan çıkma.

Azizler ve Haydutlar Selman Bayer’in yeni romanı. İlk romanı Kendi İçine Düşenler Ansiklopedisi’nden sonra uzun bir aranın ardından ilk kitabını ıskalama bahtsızlığı yaşayan benim gibi okurların yazar ile tanışmasına vesile…

Yine son kitaptan başa doğru çıkılan bir yolculuk hikayesi geliyor sevgili okur, hazır mısın? Bir kitabı okuduktan sonra yazarı ile yıldızlar uyuşmuşsa diğer kitaplarını da okumak istiyor insan elbette. Bulduğum aşinalığı, aldığım tadı acaba tekrar hissedebilecek miyim bakalım diye de bir endişeye düşüyor ister istemez. Bu durumun kendisi bile acılı şalgam içmek gibi yakıcı, bir o kadar da heyecanlı. Amma velakin, yazar henüz ilk kitabında bile nevi şahsına has üslubu ile sizi kuşatma altına almayı başarıyor. Hani “Acaba sadece bu kitabına mı özel?” diyenler için belirtmiş olalım. Birinci kitabı ile Selman Bayer tarzını, üslubunu oturtmuş. Çok yazara nasip olmayan bir özellik. Hele de ilk kitaplarda…

Kırmızı mı? Mavi mi?

Yazarın muzip dili ve inceden dokundurmaları sayesinde kitap boyunca tebessüm etmeye dayanamayıp gülücük koyduğum çok paragraf oldu. Bürokrasiden, memuriyetten, toplantılardan, konferanslardan, başkan ve adamlarından, işbirlikçilerinden tüm köşelerden ve bu köşeleri kapmak için türlü şekil dolap çevirenlerden ve topluma verdikleri zarardan ancak esprili, iğneleyici bir dille bahsedince olayın ciddiyeti ortaya çıkıyor. Azizlerin hayduta, haydutların da azize dönüşme ihtimali şartlara bağlı sadece. Öyle mi gerçekten? Peki tercihlerimiz, seçtiklerimiz…

Yazının tamamını Okur’un 14. sayısında bulabilirsiniz: https://bit.ly/2CBpiBG

Henüz yorum yok...

Yorum yapmak ister misiniz?