OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
 

Çocuk Edebiyatı da Hayatın Nabzını Tutar mı?

Rabia Gülcan Kardaş

Tutar elbet. Çocuk edebiyatı yazarları da hayatın içinde değil mi her yazar kadar?

Konu çocuklara yazmak olunca, eh kurgu da neticede biraz gerçekleri eğip bükmek olunca, sanki çocuklara her konudan bahsedilmez gibi bir algı oluyor. Çiçekler böcekler, yemyeşil kırlarda hoplayıp zıplayan neşeli hayvanlar yeterli gelir, fazlasına gerek yok, çocuk kaldıramaz gibi düşünülüyor. Evet, elbette her zaman söylediğimiz gibi, zamanından önce verilen bilgi de zulüm olabilir. Fakat o bilgiyi nasıl verdiğinize göre işler çok mu çok değişir. Çünkü çocuk edebiyatından beklenilen, biraz da çocukların hayata hazırlanmasıdır. Ve hayat güzellikler kadar zorluklar, tehlikeler de içerir.

Salgın Kitapları Geldi Bile

Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi, ülkemizde de çocuk istismarı söz konusu olmaya başlayınca, çocuklar için bu konunun işlendiği kitaplar yayınlanmaya başladı mesela. Bildiğim kadarıyla ekserisi çeviri eserler. Bu eserlerin çoğunda, çocuğa açıkça her şey anlatılmasa da, ki anlatılmamalı da, vücudunu korumaya, rahatsız olduğunu hissettiğinde ailesi ile konuşmaya vs. yönlendirecek gayet naif anlatımlar mevcut olabiliyor.

Ve artık hayatımızda ciddi bir iz bırakan ve muhtemelen etkilerini daha da göreceğimiz taçlı maçlı bir virüsümüz var. Eh, bu konuda da çocuk kitapları gelir derken, beklediğimizden de erken yayımlanmaya başladılar. Matbu olanı olduğu gibi, muhtemelen çocukların eline daha kısa sürede ulaşması için PDF olarak ve ücretsiz şekilde okuyuculara ulaştırılanları da hazırlandı.

Bu arada, etrafınızda çocuk varsa kesin fark etmişsinizdir. Sosyal medya, özellikle Instagram ve Youtube, masal anlatan, kitap okuyan canlı yayın seçenekleri ile dolu. Bu alandaki pek çok isim, çocuklar hazır evde iken, kitap okumalarına başladı. Yayıncılarının ve yazarlarının izni ile okunan kitaplar da var elbette, yahut yayıncı ve yazar kendi kitaplarını seslendirebiliyor. Fakat haricindeki etkinlikler, hem yazarın hem yayınevinin hem de bu sektörden ekmek yiyen pek çok kişinin hakkını ihlal ediyor bir yerde. Telif kanunları gereğince… Ayrıca biz bu çocuklar ekranla çok muhatap olmasın istemiyor muyduk? O halde lütfen masal da olsa, hikaye de olsa, sınırlı tutun ekranla ilişkiyi. Çocuklarınıza, kardeşlerinize siz kitap okuyun. Hem aranızdaki bağı kuvvetlendirmek için bundan daha iyi fırsat olur mu?

Yazının tamamını Okur’un 14. sayısında bulabilirsiniz: https://bit.ly/2CBpiBG

Henüz yorum yok...

Yorum yapmak ister misiniz?