|

Edebiyatın İplerine Firketeli Bir Yalnızlık

İrem Nur Akkuş

Muhtelif edebiyat dergilerinde yayımlanan öykü ve denemeleriyle tanıdığımız Mustafa Şahin’in ilk kitabı Gömleği Yalnız, mayıs ayı itibariyle raflarda yerini aldı. Kitap, okurların beğenisine Yapı Kredi Yayınları aracılığıyla sunuluyor. Kapak tasarımı adeta birçok rengin ahenkle birbirine geçerek oluşturduğu bir dünyayı anımsatıyor. Tıpkı yüz yirmi yedi sayfada birleşmiş on iki öykünün Gömleği Yalnız’ı oluşturması gibi.

Öykü denildiğinde zihnimizde beliren iskeletin dışında bir biçemle çıkıyor karşımıza Mustafa Şahin. Kitapta çoğu öykü şiirsel bir anlatımla başlıyor veyahut sonlanıyor. Gelişme bölümünü ise deneme türünü anımsatan didaktik söylemler oluşturuyor ve bu söylemleri karakterler ile olay örgüsü tamamlıyor. Böylelikle kitap genel hatlarıyla öykü türünü yansıtsa da detaylara indiğimizde “Bu kitap bir öykü kitabıdır.” diyerek kalıba sokmak zorlaşıyor. Bu farklı yazım yöntemiyle öykücülüğümüze yeni bir soluk sunulduğu ise su götürmez bir gerçek.

Yazar az sözcükle çok çağırım yapabilme becerisini bizlere tüm ustalığıyla sunuyor. Uzun uzun betimlenmiş ağdalı söylemlerden ziyade, ne anlatmak istediğini iyi bilen açık bir dille yazılmış cümleler okuyoruz Gömleği Yalnız’da.

Mana yönünden aynı kolaylığı sunduğunu söylemek mümkün değil. Alelade yazılmış tek bir kelime dahi barındırmıyor Gömleği Yalnız. Her satır birçok düşünceyi ruhumuzla yeniden hemhal ettiriyor. Divan edebiyatına yapılan göndermeler, Fatih Sultan Mehmet gibi usta kalemlerden alıntılar, özenle kullanılan dini terminoloji… Hepsi büyük itinaların ürünü. Bu anlamda yazar için âli bir üsluba sahip diyebiliriz.

Sancılı Ruh, İronik Bir Dil ve Yalnızlık

Geçmişe duyulan hasretin beraberinde getirdiği bugünü eleştirme gereksinimi kitap boyunca okuru etkisine alıyor. Öyküler, yazarın içsel hesaplaşmalarının topluma mal edilmiş biçimi adeta. Kah siyasetten dem vuruluyor, kah mevsimler konuşturuluyor, kah için- de bulunduğumuz an ve çağ sorgulanıyor… Fakat konular, mekanlar, kişiler değişse de mesele hep aynı: Ardımızda kalan günlere kederli, yeni çağa alışamayan sancılı bir ruh ve anlaşılmazlığın kapı açtığı yalnızlık. Bu yalnızlığı bizlere en iyi Şahin’in “Günlerdir çalınmıyor kapısı… Oysa ‘Kim o?’ diye sesleneceği bir hayalete bile öyle muhtaç ki.” ifadesi anlatıyor.

Çoğu zaman böylesi lirik söylemler veya mısralarla karşılaşsak da bu durum yer yer ironik bir anlatıma da başvurulduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hal böyle olunca Necip Tosun’un “… Mustafa Şahin gibi ironiyi önemli bir motif olarak kullanan öykücüler hayatı yorumlamada, gerçeği aktarmada bu anlatım tutumunun ne denli etkili olduğunun çarpıcı örneklerini vermişlerdir.” ifadeleri geliyor aklıma. Gömleği Yalnız da bu çarpıcı örneklerden sadece birisi.

Yazının tamamını Okur’un 15. sayısında bulabilirsiniz: bit.ly/3idf6PP

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir