OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
 

Hem Tellendirelim Hem Çevirelim

Yusuf Turan Günaydın

Risâle fi’ş-Şây ve’l-Kahve ve’d-Duhân, “el-Âlimü’n- Nihrîr eş-Şeyh” Cemâlüddîn el-Kâsımî ed-Dimaşkî’nin (1866-1914) eseridir ve 8 Saferü’l-Hayr 1322’de [23 Nisan 1904] Dimaşku’ş-Şam’da müsveddelerin kontrolünü tamamlayıp basıma hazırlamıştır.1 Basım tarihi de aynı yıl olmalıdır. Çünkü Safer, Hicri ayların ikincisidir ve senenin başında yer alır.

Cemâlüddîn el-Kâsımî tahsilini Şam’da tamamlamış ve Mısır’da bulunmuştur. Bu eserini de 1903’te Mısır’dan döndükten bir yıl kadar sonra yazdığı görülüyor.

Kâsımî bazı görüş ve düşüncelerinden dolayı birkaç defa takibata uğramıştır. Mezheb-i Cemâlî adında bir mezhep kurmakla suçlanarak tevkif edilmişse de (1897) suçsuz olduğu anlaşıldığından serbest bırakılmış ve Şam valisi kendisinden özür dilemiştir.

Adı Geçmeyen İslamcı

Dedesinden ve babasından kalan özel kütüphane sayesinde ilmi ve fikri hareketleri ve gelişmeleri yakından takip etme imkanını bulan Kâsımî’nin en önemli eseri Meḥâsinü’t-Te’vîl (Kahire, 1957-1978) adlı tefsiridir. Hemen her sahada yazılmış birçok kitap okumuş ve İslamiyetle diğer sistemleri karşılaştırmıştır: Tarih, edebiyat ve ahlak üzerine araştırmalar yapmış ve eserler kaleme almıştır. Sosyalizmi de incelemiştir.2

Bu yönüyle Osmanlı Dönemi İslamcıları arasında yer aldığı şüphesizdir. Fakat hiç Türkçe yazmadığı için Türkiye’deki İslamcılık akımı içerisinde esamesi okunmaz. Yeni Türkiye’deki ve Osmanlı Dönemi Arap İslamcıları arasındaki bağlantılar yönünden el-Kãsımî kavşak bir noktada duruyor.

Kitap üç “Bab” üzere düzenlenmiştir. Birinci Bab çaya tahsis edilmiştir ve 20 fasıldan ibarettir. İkinci Bab kahve üzerinedir ve altı fasıldır. Üçüncü Bab ise yedi fasla bölünmüştür.

Birinci Babda çayın kelime anlamı, maddesi, kaynağı, yayılışı, nebati kimliği, kullanım ve ticaret maksadıyla hazırlanışı, faydalı özellikleri, çay esnafı, demleme usulü, hassaları, çayın manzum olarak övülüşü hususları üzerinde duruluyor (s. 3-13).

İkinci Babda kahvenin sözlük anlamı ve kahvehanelere girişten kaçınmayı öğütleyen bir methalçikten sonra kahvenin maddesi ve menşei, nebati ve tabii özellikleri, hassaları, kahve tiryakiliğinden kurtulma yönünde İbn Hacer ve el-Halîlî’nin mensur, en-Necmü’l- Gazzî ve İbn Arrâk’ın manzum fetvaları ve Ebü’l-Feth el-Mâlikî’nin manzum reddiyesi ve nihayetinde faziletli kişilerle edebiyatçıların kahveyi metheden kasideleri söz konusu ediliyor (s. 14-31).

Tütün Tiryakilerine Öğütler

Yedi fasıllık Üçüncü Babda ise “duhan” / tütün / sigara konusu ele alınıyor. Bu Babda önce isimlendirilişi, şöhret bulması ve menşei, daha sonra ortaya çıkış tarihi, kullanım edevatı, beden, ağız, mide, kan, vücut salgıları, sinir ve kas sistemi üzerinde “tedhin”in / tütün kullanımının / sigara içmenin zararları, Garp hekimlerinin tütün tiryakilerine öğütleri, tütün çiğnemenin tehlikesi, nargilenin tesirleri işleniyor.

Eser; umde sahibi ve el-Karâfî’nin bu konularla ilgili içtihatlarını ele alan bölümcükten sonra bir “Hatime” ile sona eriyor.

el-Kâsımî’nin eseri Mehmed İzzet Efendi’nin 1879’da yazdığı Türkçe Çay Risalesi’nden sonra yayımlanmıştır. Eser, Kâtip Çelebi’nin Mîzânü’l-Hakk’ında konuyu işleyişinden itibaren oluşan edebiyata dahildir. Bu alandaki bütün eserler seri halinde yayımlanmalıdır. Türkçe olmayanlar tercüme edilmek suretiyle…

Dipnot:

1- Müellif eserinin sonundaki notu:

و قد اعدت النظر على مسودتها و نقحتها فى

مجالس من ثلاثة ايام آخرها مساء الجمعة

فى ٧ صفرالخير سنة ١٣٢٢ فى منزلنا بمشق ٠

2- Hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Ali Turgut, “el-Kasımî”, DİA-VII, İstanbul 1993, s. 311-312.

Henüz yorum yok...

Yorum yapmak ister misiniz?