Meltem Ortakcı
Şimdiye dek kendisinden başarılı roman ve öyküler okumaya alıştığımız Handan Acar Yıldız, bu kez bir kuram kitabı kaleme alıyor ve dünya öyküsünün anıtlarını tek tek şerh ederek okurun istifadesine sunuyor. Ketebe Yayınları’nın poetika serisinin son kitabı olan eser, çok büyük bir emeğin ve tecrübenin neticesi olduğunu henüz önsözünü okuduğunda dahi okura hissettiriyor.
Yirmi farklı usta yazarın belli kriterlere göre seçilmiş yirmi öyküsünün teknik altyapılarla, sosyolojik ve psikolojik tahlillerle incelenmesinden müteşekkil bu eser, Türk öykücülüğü için oldukça kıymetli bir çalışma.
Seçtiği öyküleri iç ve dış kontur olmak üzere iki ana başlıkta inceleyen Yıldız, iç konturde ele aldığı öyküleri, olay-olgu ilişkisi kapsamında; odak ifade, bağlam, olgu, olguya hizmet eden olay gibi alt başlıklar altında irdeliyor. Dış konturde ise psikolojik ve sosyolojik tahlillerle, felsefi yaklaşımlarla söz konusu öykü üzerinden yazarın tüm yazın hayatını, yazı disiplinini hatta karakterini ve yaşantısını ele alıyor. Tüm bunlar ışığında yazarın kullandığı söz gelimi o ifadenin aslında neyi simgelediğine, içerisinde nasıl bir alt metin barındırdığına ya da yazarın diğer eserleriyle nasıl bir ilişki kurulabileceğine dair kıymetli tespitlerde bulunuyor.
İki Kere İki Dört Etmeyen Öyküler
İçerisinde Kafka’nın Bir Köy Hekimi öyküsünden Camus’nün Konuk’una; Salinger’ın Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün öyküsünden Sadık Hidayet’in Af Talebi’ne dek yirmi önemli ismi ve kült eserleri barındıran bu çalışma, adı geçen öyküleri tabiri caizse bir matematik problemi gibi formülize ederek çözüyor, çözümlüyor. Yazar, seçtiği öyküleri, usta bir aşçı yemek yapacağı tüm malzemeye nasıl hakimse öyle bir hakimiyetle, iyi bir terzi yaptığı işe hürmetinden kumaşına nasıl ihtimamla davranıyorsa öyle bir dikkat ve titizlikle ele alıyor. Kitabın tamamındaysa okuru öyküler üzerinde kurulmuş gerçek bir hakimiyet duygusu kaplıyor. Yazdığı kapsamlı ve en az kitabın kendisi kadar konuşulmayı hak eden önsözde ise yazar, bu öyküleri seçme nedenlerini belli argümalara ve sağlam bir altyapıya dayandırarak tafsilatlı bir şekilde açıklıyor…
Yazının tamamını Okur’un 14. sayısında bulabilirsiniz: https://bit.ly/2CBpiBG