Furkan Özkul
İnsan yöneten ve yönetilen bir varlıktır. Toplumsal düzen gereği siyasi yapılar, iktidarlar ve muktedirler her zaman olmuştur, olacaktır. İnsanlık tarihi bize düzenin nasıl yönetildiğine ya da nasıl yönetilemediğine dair birçok içerik sunar. Hükmedenler içinde birçok fatihi, devlet adamını, imparatoru sayabiliriz. İktidar olmaları yönüyle de yöneten bakışıyla hayatın bir bölümüne anlam vermek için hayatlarını okuruz. Bir de gölge iktidarlar vardır. Adı sıkça anılmayan, anılsa da toplumun o dönemde pek önem atfetmediği muktedirlerdir onlar. Bunların belki de en önde gelen isimlerindendir Joseph Fouche.
Stefan Zweig’ın usta kalemi, bir dönem Fransız siyasi tarihine damga vurmuş isimlerden Joseph Fouche’nin hayatını bizlere aktarmış. Zweig’ın eserinde bazen sıkıcı olabilen biyografi yazılarında gördüğümüz üslup yok. Kitaba başladığınızda nasıl bittiğini pek fark edemiyorsunuz. Yazarın eserlerinde kullandığı edebi üslup bilindiği için bu kısım üzerinde pek durmayacağım. Konu Fouche ve onun ihanetlerine rağmen vazgeçilmez oluşu.
Gölge İktidar
İktidarla muktedir arasındaki farkı belirtmek gerekir. Her iktidar muktedir değildir, bu herkes tarafından kabul edilir. Ancak her muktedir iktidardadır, gölgede kalsa da hayaleti düzeni yönetir. Bir siyasi portrenin çizimi ressam için daha kolay unsurlar taşır. Ama bir yazar siyasi portreyi kaleme aldığında en ufak çatlaklar ayyuka çıkar. Fouche’nin hayatı, siyasi alandaki usta manevraları, Fransız imparatorları ve karşıtı olan Jakobenler arasındaki güç savaşında kimin kazanacağına yönelik benzersiz önsezileri Zweig’in kalemini rahatlatmış inancındayım.
Yazının tamamını Okur’un 15. sayısında bulabilirsiniz: bit.ly/3idf6PP