Ercan Yılmaz
1. Hurûfî şairlerden Arsî’nin Divan’ından bir beyit:
“Oku te’vîl-i kelâmullahı vech-i yârda
Hâme-i kudretle yazmıştır onu dest-i çeleb”
“Kudret kalemini” çekme kasına diyen kimdi? Sevgilinin suretinde Allah’ın kelamını okumak… “Yarin dudağından getirilmiş bir katre alevdir bu karanfil” derken hangi harfi kastediyordu Haşim?
2. Seyyid Ishak’ın beyti:
“Levh-i mahfuz-ı Hüdâ ü ars u kürsî-yi âlâ
Rûy-ı insân est çü Hakk der vü hâme râ nihâd”
“Allah’ın levh-i mahfuz’u, arsı ve kürsîsi insanın yüzüdür. Çünkü Hakk her şeyi onun üzerine yazmıştır.”
3. Fatih Usluer, o müstesna Hurufilik kitabının Hatt-ı İstiva bölümünde Fazlullah’tan bir cümle naklediyor: “Zahir alemde, uykuda, hayalde, tasavvurda her ne varsa hepsi istiva hattıyla bölünmüştür. İstiva hattı olmayan hiçbir şey tasavvur ve hayal bile edilemez.” Hurufilerin çok sık gönderme yaptıgı “istiva hattı”nı “bazı varlıklarda gözle görülür şekilde, bazılarında da gözle görülmediği halde tasavvurda mutlaka bulunan dikey bir çizgidir ve geçtiği şeyi iki eşit parçaya böler.” şeklinde açıklıyor.
Bu hususta Kur’an’dan “… göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık.” (Enbiya 21:30); “Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden çiftleri yaratan Allah’ın sanı ne yücedir.” (Yasin 36:36); “Şüphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allah’tır.” (En’âm 6:95) ayetlerini zikrederek Refi’î’nin “Besâretnâme”sinden iki beyti alıntılıyor:
“Dâne bulsan k’onda olmaya bu hatt
Yaprağında oku rûsen bî-galat
Çiçeğinde kıl taleb tohmunda bul
Tâ bulasın kâf u nun sırrına yol”
Her “ğey”in başrına “elif” çekildiyse “gel elem nesrah oku(yalım) en nîk-hû, kün sırrına yol bulalım…” Kalem de öyle değil midir?
Yazının tamamını Okur’un 15. sayısında bulabilirsiniz: bit.ly/3idf6PP