Hamit Kardaş
Ocak 2020 Çin’de başlayan koronavirüs pandemisi Mart ayından itibaren Türkiye’yi de etkisi altına aldı. Pandemi sebebiyle birçok alışkanlık değişti, hayatın rutinini önemli ölçüde değiştiren tedbirler uygulandı ve insanlar evlerine kapandı. Belki de evlerine döndü demek lazım, çünkü pandemi tedbirleri sırasında insanlar, kendilerini ve evlerini ne kadar ihmal ettiklerini anladılar.
Alışkanlıklar da değişti demiştik. Evden çıkamayan insanlar kendilerine daha çok zaman ayırdılar ve kitap okuma oranları büyük ölçüde arttı. Salgın tedbirleri kapsamında azımsanmayacak sayıda kitapçı kapandı ve evde kalan insanlar kitap alışverişlerini çoğunlukla internette kitap satan sitelerden yaptılar. Okurların sürekli evde kalması nedeniyle kitap okuma oranı da arttı ve internetten kitap alışverişi büyük ölçüde yükselişe geçti. Bazı siteler siparişleri yetiştiremedi, hatta İstanbul içine siparişleri bir ayda teslim edemeyenler oldu.
Kitap yayıncıları satışlar çok artmasına rağmen salgından ekonomik olarak olumsuz etkilendi. Pandemi nedeniyle matbaalar tam kapasiteyle çalışmadığından birçok yayınevi baskısı biten kitaplarını yeniden basamadı. Kitabevleri ise kapalı olduğundan zor günler yaşadı ve halen yaşıyor.
Koronavirüs pandemisi kültür dünyasında kitap basımını ve basılı kitabın geleceğini yeniden gündeme getirdi. İnsanların evinden çıkamadığı bir dönemde yurtdışındaki birçok üniversite ve kütüphane kitaplarını dijital erişime açtı. Türkiye’de de bu şekilde bazı girişimler oldu ancak e-kitap piyasası yıllardır beklenen büyümeyi gösteremediğinden bu konuda yetersiz kalındı. Bu süreçte gerek sosyal medyada gerekse gazetelerde kitap baskıları, kağıt fiyatları ve yayıncıların yaşadıkları sıkıntılar sürekli tartışıldı.
Yayıncıların Yeni Arayışı
Yayıncılar 2018’de dolar kurunun bir anda yükselişe geçmesiyle artan kağıt fiyatları sebebiyle yeni arayışlara yönelmişti. Kitaplarda kullanılan kağıt ithal edildiği için yayıncılar o dönem büyük sıkıntılar yaşamış ve yurtdışından alınan, tercüme edilen kitapların telifleri dolar üzerinden yapıldığından yayıncılara maliyeti yaklaşık iki kat artmıştı. 100 sayfalık bir kitap için 1000 dolarlık telif verildiğini düşündüğümüzde dolar 4,5 TL iken yapılan bir anlaşmanın bedeli kur artışı nedeniyle kısa sürede yaklaşık iki katına çıktı.
2018 yılındaki kağıt sıkıntısı sebebiyle bazı yayınevleri kitap projelerini ertelemek zorunda kalırken piyasada bilinen çok sayıda dergi de yayınını sonlandırmak zorunda kaldı. Bazı dergilerse tasarruf için ebatlarını küçülttü. Kısacası 2018 yayıncılar için zor bir yıl oldu.
2019’un ilk aylarında devlet kitaplardaki KDV’yi kaldırdı. Bu durum hem satışlara hem de kitap üretimine olumlu yansıdı. Yayınevleri erteledikleri projeleri uygulamak için kolları sıvadı. Yayıncılar, 2020 yılı için büyük umutlar besliyorlardı. Ancak yılın üçüncü ayında başlayan korona salgını sebebiyle zor bir dönem başladı. Kitabevleri kapandı, alınan önlemler nedeniyle matbaalar tam kapasiteyle çalışamıyor. Bu sebeple yeni kitap üretimi oldukça zorlaştı.
Yıllık 600 – 650 milyon kitabın üretildiği Türkiye’de pandemi sebebiyle zor günler yaşayan yayınevleri ve hatta yazarlar bugünlerde yeni arayışlar peşinde.
Yazının tamamını Okur’un 14. sayısında bulabilirsiniz: https://bit.ly/2CBpiBG