OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
 

Öfkeyi Müjdeleyen Melankoli Romanı Muştulayan Şiir

Erkan Şimşek

Avusturya, Almanca, edebiyat ve yirminci yüzyılın ilk yarısı denince herkesin aklına Robert Musil gelir. Niteliksiz Adam’ın büyük yazarı modern romanın sınırlarını genişletmiş, Almanya’nın doğusundaki bir şube gibi serpilen Avusturya’yı, Mozart ile birlikte dünya gündemine taşıyan değerlerden biri olmuştur.

Yirminci yüzyılın ikinci yarısı ise tereddütsüz Thomas Bernhard’ın zamanıdır. Almancaya yeni kanatlar takan, bu büyük dile yeni imkanlar ekleyen bir yazardır Bernhard. Avusturya’ya öfke kusan, bu öfkesini adeta edebi ve insani bir kriter olarak kullanan ve hayata dair bütün tasniflerini bu öfke ve nefretiyle yapan Bernhard, 1989 yılında ve 58 yaşında hayata gözlerini yumduğunda ardında dev bir külliyat bırakır.

İlginç bir tavır olarak da kitaplarının Avusturya’da basımını yasaklar ve bunu vasiyet eder. Bu vasiyet daha sonra üvey kardeşi Peter Fabjan tarafından “çiğnenir” ve kitaplar yeniden Avusturya sınırları içinde basılmaya devam eder.

Parçalanmış Aile Hayatı ile Yoğrulmuş Bir Adam

İşte böylesi ilginç bir adam olan ve bütün dünyada bugün daha çok roman, öykü, deneme ve tiyatro eserleriyle tanınan Bernhard yazmaya 1950’lerde şiirle başlamıştır. Nasıl başlamasın ki?

Evlilik dışı bir ilişkiden doğmuş, çocukluğu ikinci dünya savaşına denk gelmiş, erken bir yaşta ölene kadar kronik ciğer hastalığıyla boğuşmuş, Nazi ideolojisine maruz kalmış, okurken bir yandan da zor koşullarda çalışmış, parçalanmış aile hayatıyla yoğrulmuş bir adam. Kıta Avrupası’nın ikinci savaş sonrası bütün krizlerini hem tecrübe hem de deşifre eden; böylece şair / yazar olan bir merdümgiriz.

İlk kitabını 1957’de çıkarıyor: Auf der Erde und in der Hölle. “Yeryüzünde ve Cehennemde” diye çevirebileceğimiz bu kitabında Berhard, eleştirmenlere göre bütün yapıtlarının ipuçlarını veriyordu. Hemen ardından 1958’de In Hora Mortis’i (“Ölümde diye tercüme edilebilir”) yayınladı. Bu kitap 2017’de Türkçeye aynı isimle tercüme edildi.

Çevirmenin Notu Rehber Niteliğinde

Unter dem Eisen des Mondes yani Türkçeye Ayın Demiri Altında adıyla tercüme edilen üçüncü şiir kitabı da yine 1958’de okurla buluştu. Türkçeye tercümesi ise 2019’da nasip oldu. Bu Bernhard’ın Türkçedeki ikinci şiir kitabı…

Arif Çağlar’ın sanki Türkçe yazılmış hissi veren güzel çevirisi sayesinde Türk okuru da böylece büyük yazarın şairliğini bir kere daha keşfetmiş olacak. Kitabın sonunda yer alan “Çevirmenin Notu” bölümü ise biz okurlar için harika bir rehber niteliğinde. Bu bölüm, şiirleri, Bernhard’ın biyografisi ve poetikası ile birlikte okuma imkanı sunuyor.

Yine bu notlardan öğreniyoruz ki Thomas Eliot, Ezra Pound, Paul Eluard, César Vallejo, Arthur Rimbaud gibi büyük şairlerden etkilenen Bernhard’ın şiirlerinde karamsarlık, ölüm, cehennem ve insana düşmanlık temaları merkezdedir. Ancak insana olan düşmanlığında kategorik bir tavırdan ziyade bir hayal kırıklığı vardır. Aslında o çok sevdiği insanın yaptıkları, ettikleri yüzünden mecburen ve sonradan düşman olmuştur. Kuvvetle muhtemeldir ki Avusturya öfkesi de böyle.

Terk edilmişlik, ölüm, mezar, kış, kar, soğuk, çeşit çeşit kuşlar ve romanlarının aksine daha bireysel temalarla örülü olan Ayın Demiri Altında; insanı üşüten, koyu ve Avrupai bir karamsarlıkla yüzleştiren, Alman masallarındaki ürpertici ormanlara doğru sürükleyen, küçük, 57 şiirlik fakat dört başı mamur bir şiir kitabı.

Bu yazıyı paylaş
Henüz yorum yok...

Yorum yapmak ister misiniz?