27. sayımızla huzurlarınızdayız.
Okur’un her sayısını mutfak ekibindeki değerli arkadaşlarımızın emekleri ve yayın kurulunun kıymetli üyelerinin yönlendirmeleri ile büyük bir titizlikle hazırlamaya çalışıyoruz. Yer darlığımız ve çok fazla yeni yayın olması nedeniyle önemli kitapların tamamına sayfalarımızda yer vermek istesek de maalesef yeterli olmuyor.
Bizce iyi kitapların hepsine dair bir şeyler söylemek, inceleme metinleri hazırlamak, tahlil etmek, söyleşi yapmak, haberleştirmek istiyoruz fakat çoğu defa dışarıda bırakmak zorunda kaldıklarımız oluyor. Belki ileride kapsamlı bir web site, mobil uygulama ya da sesli mecralarda yapmayı düşündüğümüz yeni hamlelerle bu durumu bir nebze aşabiliriz. O zamana kadar okuyucularımız ve yayıncılar bizi mazur görsünler.
Yayıncılar demişken, tüm yayınevlerine açık çağrımızdır, bize tanıtım bültenlerinizi ve yeni çıkan kitaplarınız hakkında bilgi notlarını iletmeyi lütfen ihmal etmeyin. Her postayı bu anlamda titizlikle incelediğimizi ve imkanlar ölçüsünde, söylemeye bile gerek yok ama hiçbir ayrım gözetmeden, yer vermeye çalıştığımızı hatırlatmak isteriz. Kitaplarınızı göndermek için için ayrıca bizden adres talep etmenizi rica ederiz.
***
Bu sayımızın kapağı, Mustafa Çiftci’nin ilerleyen sayfalarda okuyabileceğiniz güzel öyküsünden ilhamla yapıldı. Çiftci, zorluklarla karşılaşılsa da hedeften vazgeçmemeyi anlatıyor.
Söyleşi sayfalarımızın konukları İsmail Kılıçarslan ve Yalçın Çetinkaya oldu. Kılıçarslan ile şiiri, Çetinkaya ile de müziği konuştuk. Her iki söyleşide de altı çizilmesi gereken çok fazla satır var.
Bu sayıda da tarihten psikolojiye, bilimden siyasete kadar geniş bir alanda onlarca kitaba dair inceleme ve tahlil yazıları bulacaksınız. Sevdiğiniz köşeler ve bölümler ise her zamanki yerlerinde sizi bekliyor olacak.
Okur, kitap kültürü dergisi olma misyonunu ve heyecanını artırarak sürdürmeye sizlerin desteğiyle devam edecek.
Görüş, değerlendirme ve eleştirileriniz için bize okur@okurdergisi.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere…
