Mustafa Özel
Ondokuzuncu yüzyılın en entelektüel İngiliz romancısı saydığım George Eliot, nihayet Türkçeye de çevrilen muhteşem Middlemarch romanında, o günkü (ve bugünkü?) toplumun roman anlayışına sahici bir ayna tutuyor: Annesiyle birlikte ayağa kalkan Rosamond, “Fred’in çalışmaları fazla derin değil,” diyor. Neden? Çünkü: “Yalnızca roman okuyor.” 1
Yayımlanan en son Cambridge Roman Rehberi bu alıntıyla başlıyor ve aksine asıl derin çalışmaların romanlar üzerinden yapılabileceği iddiasını dillendiriyor. “Sadece vakit geçirmek için roman okuduğumuz ve onların bize vereceği hiçbir şeyin olmadığı varsayılıyor. Hayat ve yaşamaya dair gerçek bilginin başka yerde olduğu, belki geçmiş çağların büyük destanlarında, mahremiyeti yoğun şiirlerde yahut bütün dünyanın bir sahneye dönüştüğü kapsamlı dramalarda bulunduğu söyleniyor. Oysa roman, Latince “novum” (yeni) kelimesinden türetilmiş olsa da, adının (novel) yansıttığının aksine, hakikatte oldukça eski bir edebi türdür. Bazı açıklamalara göre, 4000 yıl geriye, eski Mısır’ın anlatısal kurgularına, Hellenistik Yunanistan’dan ortaçağ Çin ve Fransa’sına ve modern çağın İngiltere, Rusya, Brezilya, Nijerya, Japonya ve ABD’sinin alt edebi türlerine uzanıyor.”2 Rehberimizin, ciddi uzmanlığına rağmen, hiç Türk romanı okumadığı nasıl da belli oluyor!
Roman Mizahtan mı Doğdu?
Milan Kundera’ya göre roman, bir yazarın “büyük varoluş temalarını deneysel kişiler aracılığıyla incelediği” büyük bir nesir biçimidir. “Her roman şu soruya iyi kötü bir cevap sunar: İnsanın varoluşu nedir ve şiirselliği nerede yatar?” Büyük romanların, yazarlarından hep biraz daha akıllı olduklarını düşünen Kundera, “eserinden daha zeki olan romancı meslek değiştirmeli” diyor. Romanın bilgeliğinin felsefeninkinden farklı olduğunu belirten Şaka yazarı, onun kuramsal düşünceden değil, mizah duygusundan doğduğunu söylüyor: “Avrupa’nın başarısızlıklarından biri de, en Avrupalı olan sanatı -romanı- asla anlamamış olmasıdır; ne ruhunu, ne sonsuz bilgi ve keşiflerini, ne de bağımsız tarihini.”3
Cambridge Roman Rehberi’ni yazan Eric Bulson, bu yüzden postmodern çağın romanının kapsamını küresel sistemin bütününe genişlettiğini, artık Lukacs’ın romanı “17 veya 18. yüzyıllarda, Tanrı tarafından terk edilen toplumların haritasını çıkarma” tarzındaki tanımının ötesine gittiğini belirtiyor. Şimdi roman, tanrılarını terkeden veya Tanrı’nın terkettiği Avrupa’nın dünyanın başına ördüğü çorapların, dünya halklarının aleyhine çevirdiği inanılmaz dolapların deşifresine dönüşüyor. “Ondokuzuncu yüzyıl Afyon Savaşları esnasında karakterleri Çin’den Hindistan’a, oradan Mauritus’a ve ötesine uzanan Amitav Ghosh’un muhteşem İbis Üçlemesi’nde görülebileceği gibi, romanın kapsamı şimdi küresel sistem çapına yayılmıştır. Sonuç, özgül tarihsel olaylara bağlanan fakat 21. yüzyıl dünya sistemine dair tasavvurumuzu biçimlendiren bir dünya resmidir.”4 Wallerstein’ın kulakları çınlasın!
İsa Serbest Ticarettir, Serbest Ticaret İsa’dır!
Amitav Ghosh’un İbis Üçlemesi, birçok üniversitede sömürgecilik tarihi derslerinin başlıca referanslarından biridir artık: Çok güzel bir çeviriyle Türkçeye kazandırılan Haşhaş Denizi, Dumanlı Nehir ve Ateş Tufanı. Diti adlı genç bir kadının gözüne tuhaf bir şekilde görünen gemi hayaletiyle başlayan ilk kitapta, haşhaşın Hindistan’da nasıl yok pahasına üretilip, fabrikalarda işlenip, sonra da nasıl fahiş fiyatla Çin’e ihraç edildiğini okuyoruz.5 Bir süre sonra Diti’nin yaşadığı beldeye ulaşan İbis adlı geminin patronu “İngiliz” Ben Burnham, roman boyunca en fazla muhatap olacağımız üçüncü kaptanı ise “Amerikan” Zachary Reid’dir. Birincisi açgöz ve merhametsiz, ikincisi cömert ve müşfik. İlk “küresel” şirketlerden biri olan Jardine Matheson ismi arada bir kulağımıza çalınıyor. Baş afyon kaçakçısı liberal şirket!
Dipnot:
1 George Eliot: Middlemarch, İstanbul:
Nora, 2016, s. 167.
2 Eric Bulson: The Cambridge Companion
to the Novel, Cambridge: Cambridge
University Press, 2018, s. 1.
3 Milan Kundera: Roman Sanatı, İstanbul:
Can, 2012, s. 150-1.
4 Bulson, s. 165.
Yazının tamamını Okur’un 13. sayısında bulabilirsiniz: http://bit.ly/3azFXBj