Ali Berkay
Küçüklüğümde Konya’ya gidişlerimiz yaz tatiline denk gelirdi babamın işi dolayısıyla. Yıllarca da böyle sürdü gitti. Konya’ya gelişlerimizi sadece akraba ziyaretleri açısından değil, yeni kitaplar alacak olmanın da heyecanıyla iple çekerdim.
Çizgi Kitabevi ilk kurulduğunda Alaaddin tepesinin eteklerinde, Konyalıların Zafer dedikleri muhitte bulunan bir iş hanının alt katındaydı. O zamanlarda bile akademisyenlerin ve kitap kurtlarının uğradıkları, muhabbet ettikleri ve yeni kitapları bulabildikleri bir yerdi. İnternet üzerinde kitap satışının yaygın olmadığı o dönemde yeni kitaplara ulaşabilmek için Çizgi dışında pek opsiyonunuz yoktu.
Sonraları, internet kafelerinin yaygınlaşmasıyla Çizgi Kitabevi Tahir Paşa Camii’nin (ki çok güzel bir eserdir) yanına taşındı. Artık Çizgi Kitabevi’nin dışarıya açılan bir penceresi, penceresinin önünde de çiçekleri vardı. Ahşap pencerenin kenarına oturup kitap karıştırabiliyor, muhabbet edebiliyordunuz.
Yıllar geçtikçe sadece getirdiği kitaplarla değil, kendi bastığı kitaplarla da öne çıkmaya başladı Çizgi. Önceleri tek tük basılan kitaplar hızla çoğaldı ve sayısı geçtiğimiz günlerde bine ulaştı. Kitabevi bugüne kadar bilim, toplum, siyaset, edebiyat, tarih, arkeoloji, felsefe, sosyoloji, eğitim, iletişim, araştırma, inceleme, gezi ve sinema alanlarında kitaplar basarak geniş bir yelpazede yayın çizgisini ilerletti.
Cumartesileri daha sık uğrardım Çizgi’ye, işim gereği öğlen vaktinden biraz sonra uğradığımda dahi Ömer Abi bana yemek teklif ederdi. Çizgi’de öğlen gelen herkes için yemek vardır. Yemekler de çoğu kez oranın mutfağında pişer. Hiç olmadı yakındaki bir börekçiden söylenir.
Yıllar içinde kitap satın alma alışkanlıkları değişti, e-kitaplar çıktı, e-okuyucular çıktı ama Çizgi hâlâ caminin dibinde, penceresinin önünde fesleğenleriyle kitap basmaya ve satmaya devam ediyor. Çizgi’de iftarlar yapılıyor, söyleşiler düzenleniyor, toplantılar yapılıyor. İnsanlar Çizgi’de buluşmak üzere sözleşiyor.
Artık Konya’ya taşındık temelli. Yıllar süren bu şehir değiştirmeler ve okul hayatım yüzünden çocukluğumdan arkadaşım kalmadı. İlkokuldan, ortaokuldan, liseden kimse yok. Çizgi hariç. Uzun yıllar sadece yazları uğrayabildiğim, şimdilerde ise sürekli gittiğim yer. Benim son çocukluk arkadaşım, bir kitabevi, ahşap kokuyor.