OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
 

Son Yüzyılın Özeti; Ali Ulvi Kurucu’nun Hatıraları

Hamit Kardaş

Cumhuriyet’in kurulmasının ve tek partili siyasi hayata başlanmasının ardından ilan edilen inkılapların sonucu olarak Türkiye’deki sosyal hayatta büyük bir değişim başladı. Arap harflerinin kaldırılıp Latin alfabesine geçiş ve şapka takma zorunluluğu ile başlayan bu değişim, ezanın Türkçe okunma mecburiyeti ile devam etmiş ve laikliğin ilanı ile de din, sosyal hayattan çekilmişti.

Türkiye’den Göç Etmek Zorunda Kaldılar

Ülkede böyle bir ortam varken dini ve sosyal hayatın ayrılamayacağını düşünen çok sayıda insan Türkiye’den göç etmek zorunda kalmıştı. Gidemeyenler ise ilan edilen inkılaplara ayak uyduramamış, sürgünler veya hapislerle dolu bir hayata razı olmuştu.

Bu süreçte Türkiye’den daha iyi bir dini hayat yaşamak ve İslami ilim tahsili görmek üzere göç eden iki önemli aile var. İlki geçtiğimiz yıl Suriye’de camide vaaz verirken bombalı bir saldırı sonucu vefat eden Ramazan El Buti’nin ailesi, diğeri ise şu ana kadar dört cilt halinde yayımlanan, beşincisinin ise yakın bir zamanda çıkması beklenen hatıratın sahibi Ali Ulvi Kurucu’nun ailesi. Buti, ailesi ile Şam’a; Kurucu ise Medine’ye göç etmiş ve ikisi de İslami ilimlerde önemli mesafeler kat etmiştir.

Ramazan El Buti bahsini başka bir yazının konusu yapmak üzere kapatırken Ali Ulvi Kurucu’ya dönelim. Bugüne kadar dört cildi yayımlanan hatıratın sahibi Ali Ulvi Kurucu, ailesi ile Medine’ye göç ettikten hemen sonra Mısır’a giderek Kahire’de Ezher Üniversitesi’nde ilim hayatına başlamış, babasının vefatı üzerine ise Medine’ye dönmüştür. Bir süre çeşitli işlerde çalışan Kurucu, Medine’de Mescid-i Nebevi’nin yakınındaki Osmanlı vakfiyesi bir kütüphanede emekliliğine kadar yöneticilik yapmıştır.

Dönemin Önemli İsimleri Burada

Hatıralarına çocukluğu ile başlayan Kurucu, 1900’lü yılların başındaki Konya’nın sosyal hayatı ve gerek siyasi gerekse ilmi anlamda şehirde yeri olan insanlar ile ilgili önemli bilgiler vermektedir. Önemli alimler arasında yer alan dedesi Hacı Veyis Efendi ve amcası Hacı Veyiszade Mustafa, Cumhuriyet döneminin ilk Evkaf Nazırı olan, aynı zamanda bir tefsir de telif eden Mehmed Vehbi Efendi bunların arasında bulunmaktadır.

Ezher’de önemli İslam alimlerinden dersler alan Kurucu, bunlar arasında yer alan Osmanlı’nın son şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi, yardımcısı Zahid Kevseri ve Yozgatlı İhsan Efendi ile ilgili hatıralarını anlatırken okuyucuya alternatif bir tarih bilgisi de veriyor. Kurucu’nun Kahire hatıraları arasında sürgün edilen Osmanlı hanedanından Kahire’ye göç etmek durumunda kalan bazı hanım sultanların perişan durumu da önemli bir yer tutuyor. Bu bölümdeki hatıralar arasında Kahire’de henüz yeni kurulan Müslüman Kardeşler Cemiyeti ve cemiyetin mürşidi Hasan El Benna ile ilgili ayrıntılı bilgiler var. Kurucu, sohbetlerine devam ettiği El Benna’dan sitayişle söz ediyor.

Eserin ikinci kısmında ise Kurucu’nun Medine hatıraları var. Ali Ulvi Kurucu, bu bölümde Medine ile ilgili önemli bilgiler verirken Türkiye’de hac yasağının kalkması üzerine hac farizasını yerine getirmek için mukaddes beldelere giden önemli isimlerle ilgili hatıralara yer veriyor. Amcası Hacı Veyiszade’den Sadettin Kaynak’a kadar birçok kişi bu isimler arasında. Bu arada Kurucu’nun hem şair olması hem de müzikten çok iyi anlaması sebebiyle hatıratta bu alanlarda yapılan ve okuyucuda derin keyifler uyandıran sohbetler çok geniş bir yer tutuyor.

Kabul Edilmiş Dua

Eserde Medine hatıraları bölümünden sonraki kısımlarda ise Kurucu’nun Türkiye’ye yaptığı ziyaretler, tanıdığı şahıslar ve bunlarla ilgili bilgiler bulunuyor. Bu kısımda Türkiye’nin Cumhuriyetin kurulmasının ardından yaşadığı safhaların geniş bir özeti de veriliyor: Tek parti döneminin baskıcı politikaları, Demokrat Parti iktidarı ile nisbeten yaşanan rahatlamalar, 1970’lerden itibaren ise çeşitli İslami hareketlerin yaptığı hizmetler, yeni bir neslin doğuşu ve İslam’ın yeniden yükselişi; Müslümanların inançlarını yaşamasının önündeki engellerin kaldırılması… Kurucu bütün bunlara şahitlik ediyor ve son yıllarda Türkiye’de yetişen Müslüman neslin “kabul edilmiş duası” olduğunu vurguluyor.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi şu ana kadar dört cildi yayımlanan eserde son yüz yılın kısa bir özetini okurken Ali Fuat Başgil’den Necip Fazıl’a; Necmettin Erbakan’dan Said Nursi’ye kadar Türkiye’de bir döneme damga vurmuş önemli isimlerle ilgili çeşitli ayrıntılara şahit oluyoruz.

Eser, yakın tarihle ilgili birçok eseri yayın hayatına kazandıran Ertuğrul Düzdağ tarafından yayına hazırlanmış. Düzdağ, Medine’ye giderek uzunca bir süre Kurucu ile birlikte kalmış ve aldığı ses kayıtlarının deşifre edilmesi sureti ile eseri meydana getirmiş. Eseri yayımlayan Kaynak Yayınları’nın geçtiğimiz aylarda kapatılması sebebiyle hatıratın beşinci cildinin ilk dört cildi ile birlikte en kısa sürede başka bir yayınevi tarafından basılması temennisiyle 2004 yılında vefat eden Ali Ulvi Kurucu Hocaefendi’ye rahmet diliyorum.

Henüz yorum yok...

Yorum yapmak ister misiniz?