|

Sandro Dayı: Standart İnsan Modeli

Nurcan Doğan Fazıl İskender’in öykü türünde kaleme aldığı kitap Kafkaslara götürüyor bizi. Hayat mücadelesine toprak mücadelesinin karıştığı zamanları da dahil ediyor arada. Yan yana olup bir arada olamamanın resmini çiziyor çoğu zaman. Aynı dili konuşurken de, konuşuyor gibi yaparken de anlatanın ve anlayanın hallerini, anlaşılmazlığını da ortaya seriyor. Çocukluğumdan beri vazgeçemediğim, yapmazsam kendimi fazlasıyla huzursuz…

|

Olamamışlıkların Pençesinde Şifayı Uzakta Arıyoruz

Özellikle öykülerde, insanlar okudukları bu satırlarda kendi hikayesinden bir parçanın izini de buluyordu. Misafirimizin hayat tanımlamasında kendime ait bir iz bulmaya çalışmam gibi, satırlarda da aradığımız, varlığımızı hissetme çabası galiba. İnsan o satırlarda, hayalleri yıkılan bir zihnin mücadelesine kendisini eşlik ettiriyor, özlem duyulanla özlemler hatırlanıyor, gidilemeyen yollarda kendi gidememişliklerini hatırlıyor. Hayatının en mutlu gününü yaşayan karakterle kendi en mutlu gününü yaşatıyor aynı satırda.

|

Ev İşi Varken Roman Okunur mu?

Mustafa Çiftçi Anne şöyle yapalım mı? -Evin işi bitsin bakarız. Evin işi hiç bitmezdi ki. Anneme ne sorarsan sor aynı cevabı alırdın. “Ev işi” dediği temizlik, yemek, hayvanların bakımı, çocukların işleri yani hepimizin bildiği “ev işi”. İşimiz bitse de komşuya gitsek, işimiz bitse de gezmeye gitsek ya da işimiz bitsin de bir yere gitmeden evde…