|

Şerbetçi Mahmut ile Mücellitlik Maceram

Mustafa Çiftci Canım çok sıkılıyordu. Canım sıkılınca anneme koşuyordum. Annem bana ağlayan kızın hikayesini anlatıyordu. “Bir kızcağızın annesi ölmüş. Kız üzüntüden mendilleri ıslatacak kadar çok ağlamıs. Islak mendilleri önüne dizmiş, seyretmeye baslamış. Sıkıntıdan ölecek gibiyim derken ıslak mendillerle oynamaya başlamıs. O mendillerden bebek yapmış. Bebeği de olabildiğince annesine benzer yapmış. O günden sonra ağlayan kız…

|

Kitapçı Baytar

Mustafa Çiftci Sağ görüşlü bir memleketten olduğum için fakülteye gidince de sağcı çocuklarla beraber olmam beklenirdi. Ama ben haki renk parka giyen, saçı belinde bir kıza tutuldum. Kız solcuydu. Sol yumruğunu havaya kaldırdıkça benim içim gidiyordu. Kolları gümüş zincir, künye, bilezik ile doluydu. “Bunlar halkıma vurulmuş zincirleri ediyor.” diyordu. “Haklısın sultanım.” diyordum. Kız nerede ben…