|

Yaşarken Hayaldi, Vefatıyla Hakikat Oldu

Yağız Gönüler  “Allah katında talebe, hocadan üstündür.” anlayışını koruyan Süheyl Bey, hocalarına karşı son derece vefakar. Onlarla adeta bir ruh bütünlüğü yaşıyor ve kendi talebelerinden de bunu bekliyor. “Beni cidden seveni, ben cidden severim” anlayışı, yaşarken de vefatından sonra da talebelerinde şu karşılığı bulmuş: “Süheyl Bey’e hizmet eden, himmete uğrar”. Eskiler, her daim talihin yüzüne…

|

Byung-Chul Han’ın Melamet Hırkası

Yağız Gönüler İnsanın tabiatla yüzleşir yüzleşmez farkına varacağı şey, bu dünyada sadece kendisinin olmadığıdır hiç şüphesiz. Byung-Chul Han, “Yeryüzü, kendini mutlak kabul eden öznenin karşı kutbudur. Özneyi kendi tutsaklığından kurtarır.” diyor. Yeryüzüne Övgü’ye kadar, en azından dilimize kazandırılmış tüm kitaplarında bu çağın dinamiklerini teferruatıyla izah ve hatta tersyüz etmeye çalışan bir zihne sahip olduğunu görmüştük…

|

Dolap Niçin İniler?

Benim Adım Dertli Dolap; asırlarca eşyanın hakikatini önemsemiş, bu hakikatin aynı zamanda insanın hakikati olduğunu benimsemiş, su içtiği bardağa da başını koyduğu yastığa da kendisine hizmet ettiği için öperek sevgisini göstermiş, ormandaki diğer ağaçlar ürkmesin diye baltasının ucunu mendille gizlemiş bir hassasiyet geçmişimiz olduğunu hatırlatıyor.

|

Tarihin Yanlış Tarafına Düşmek: Şeyh Bedreddin

Yağız Gönüler Anakronik ve ideolojik bakış açısı, önemli şahsiyetleri kurgulanmış bir tarihin içine sokarak evvela onların anlaşılmasına mani olur. Bu anlaşılmazlık neticesinde söz konusu şahsiyetler, tarihin sol yahut sağ yanına düşerek, hayatlarında belki de hiç önemi olmayan meselelerin, kavramların referansları olur. Meraklı okuyucu, durup dururken kendini bir sarmalın içinde bulur. Bu sarmalda temel kaynakların ve…