|

Tarihle Namuslu Bir İlişki Kurmak

Mehmet Erturan

Tarihçiliğimize damga vurmuş dört ustayı büyük yapan özelliklerden biri de kendilerinden önceki büyüklerle olan mesaileri. Onlar, Halil İnalcık’ın ifadesiyle Ömer Lütfi Barkan’ın varisleri.

Türk Tarihçiliğinde Dört Sima, İstanbul’un fethinin 652. yıldönümünde, 27-28 Mayıs 2005 tarihinde İBB Kültür AŞ’nin organize ettiği sempozyumun kitaplaşmış hali. İlk baskısı (2006) Kültür AŞ’den çıkan kitabın, ikinci (2013) ve üçüncü (2021) baskılarını Timaş Yayınları yapmış. Erol Özvar’ın yayına hazırladığı eser, yerli ve yabancı yirmi akademisyenin; Halil İnalcık, Halil Sahillioğlu, Mehmet Genç ve İlber Ortaylı gibi otoritelerin bazen akademik ve sosyal hayatlarına bazen de kişiliklerine ve bunun eserlerine yansımalarına dair sunumlarından oluşuyor.

Halil Sahillioğlu’nun 2012’de vefat etmesinin ardından Şükrü Hanioğlu’nun yazdığı yazı da ikinci baskıda esere eklenmiş ve böylece karşımıza yirmi beş yazı çıkmış. Eseri tek kelimeyle özetle deseler tercihim “hazine” olurdu. Her biri alanında zirveleşmiş isimler hakkında yine zirveye yürüyen öğrencileri ve meslektaşları Cemal Kafadar, Ahmet Tabakoğlu, Şevket Pamuk, Murat Çizakça, Suraiya Faroqhi gibi onlarca kişi tarafından yapılan tartışmalardan oluşan bir hazine…

Dört ismi takdimde kullanılan tanımlar şöyle; Bir Dünya Tarihçisi: Halil İnalcık, Paranın Tarihçisi: Halil Sahillioğlu, Uygulamadan Kurama Uzanan Bir Tarihçi: Mehmet Genç, İmparatorluğun Tarihçisi: İlber Ortaylı. Kitabı okuyunca hakkında malumat edindiklerimizin sayısı dörtle sınırlı değil. Yeni isimleri tanıyor; eserlerine dair bilgi topluyorsunuz. Bu, harika bir bibliyografya fırsatı demek.

Annales Ekolü

Tarihçiliğimize damga vurmuş dört ustayı büyük yapan özelliklerden biri de kendilerinden önceki büyüklerle olan mesaileri. Onlar, Halil İnalcık’ın ifadesiyle Ömer Lütfi Barkan’ın varisleri. Barkan, cumhuriyet sonrası tarihçilerimizin en önemli isimlerinden ve Annales Ekolü’nün temsilcilerinden. Fransız tarihçi Fernand Braudel’le başlayan bu ekol, tarihçiliğimizin yaşadığı devrim niteliğindeki gelişmelerden. Bu anlayışı en iyi “yönetenlerin değil, yönetilenlerin tarihi” cümlesiyle özetleyebiliriz. Ekolün Türkiye’ye gelişi modern tarihçiliğimizin başlangıcı olarak yorumlanıyor.

Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi çalışmasıyla kalitesini eserleştiren, “Hac Yolunda Bir Karınca” başlıklı önsözü bile parmakla gösterilen Mehmet Genç (1934-2021), vefatı sonrası “mütebahhir” yakıştırmasıyla anılmıştı. Halil İnalcık (1916-2016); hocaların hocası, tarihçilerin kutbu, şeyhü’l-müverrihîn olarak kabul ediliyor. Aralarındaki en popüler isimse İlber Ortaylı (1947-…). Dört tarihçinin tek kitapta anlatılıyor olması eserin en pratik faydaları arasında. Nerede kendilerinden söz açılsa haklarında söyleyeceğiniz ve muhataplarınızın sizi ortalamanın üzerinde biri olarak görmesini sağlayacak malumatlar elinizin altında.

İtiraf

Tarih mezunu olmama rağmen bu eser vesilesiyle ilk kez tanıdığım ve ekibin en az bilineni konumundaki Halil Sahillioğlu (1924-2012) üzerinde biraz duralım mı? O, Osmanlı yazısını gündelik hayatında da kullanan, İnalcık’ın tabiriyle arşivin şeyhi, imkan olsa geceleri bile arşivde geçirecek kadar belge aşığı biri. Osmanlı’da çalışma ve sosyal güvenlik, maliye, sanayi, ticaret, toprak, tarım, para, fiyat, ülke ve kent, bireysel ve sosyal yaşam, tıp konularında makaleler yazmış. “Sıvış Yılı” meselesi en önemli keşifleri arasında.

Arşiv verileriyle bir yandan ciddi çalışmalar ortaya koyarken diğer yandan sanki bir hobiyle meşgul olur gibi keyif veren eğlenceli metinler üretebilmiş. Onun makalelerinde roman konusu olabilecek karakterlere rastlıyorsunuz. “Vergi toplayanların dertleri, tüccar kervanları, köleler, 1700’de İstanbul’da muayenehane açma izni olan tabip ve cerrahlar” gibi bir grup insanı veya tek kişiyi anlattığı makaleleri var: “Akdeniz korsanlarına esir düşen Abdi Çelebi’nin mektubu” ve “Antakyalı Emine Hanım’ın serüveni” gibi.

Şükrü Hanioğlu, başka bir ülkede yaşasaydı aldığı ödülleri koyacak yer bulmakta zorlanacak Halil hocanın fazlasıyla hak ettiği övgülerin pek azına nail olabildiğini söylüyor.

Kılçıklar

Üslubun doğallığı ve anlatımın akıcılığıyla kendinizi salondaki dinleyiciler arasında hissediyorsunuz. Konuşma dilinin kitap boyunca korunması, her sayfası akademik bir çaba olan esere karşı okuyucuya zevk veriyor. Sunumlar makale sıkıcılığından uzak. Konuşmaların en kısası dört, en uzunu kırk dokuz sayfa. Eserin tebliğlerden meydana gelmesi, okumayı ve mola vermeyi kolaylaştırıyor, kopma riskini azaltıyor.

Anlatım bozukluklarını ve imla hatalarını balığın kılçıklarına benzetiyorum. Editörlük ve tashih tecrübem olduğu için gözüme batıyorlar. Maalesef burada Timaş gibi köklü bir yayınevinin yapmaması gerekecek miktarda hata var. Künyede tashih başlığı yok ama editörün Zeynep Berktaş olduğu yazıyor. Yayınevinin dördüncü baskıda bu kılçıkları ayıklayacağına inanıyorum.

Ziyafet

Word programı, sempozyumu “bilgi şöleni” olarak Türkçeleştirmem konusunda uyarıyor. Kitap, tarih meraklıları için gerçek bir bilgi şöleni. Dört güzel adamı buluşturan entelektüel bir ziyafet. Türkiye’de tarihçiliğin geçtiği ve geldiği noktaların, sayıyla sınırlandırılamayacak emektarlarının anlaşılmasında kaynak bir eser.

Tarihle namuslu bir ilişki kurabilmek için tarihçiyi tanımak ve anlamak gerekiyor. Üçü vefat eden bu dört güzide ismin ve eserlerinin övgüden ziyade anlaşılmaya ihtiyacı var. Bu, birer Fatiha okumak gibi onlar için yapılabilecek en büyük iyilik.

Unutmadan; Fuad Köprülü, Zeki Velidi Togan, İbrahim Kafesoğlu, Ahmet Yaşar Ocak, Mehmet İpşirli, Bahaeddin Yediyıldız, Kemal Beydilli, Kemal Karpat, Şerif Mardin, Semavi Eyice, Mübahat Kütükoğlu, Erdoğan Merçil, Ferudun Emecen gibi tarihe ömür ve eser vererek tarihin konusu olmayı hak etmiş marka isimleri buluşturan Pegem Yayınları’na ait Türk Tarihçileri (2016) ve Yaşayan Türk Tarihçileri (2017) gibi birbirini tamamlayan kitapların da var olduğunu bilmek heyecan verici.

Yüzyılı aşan tarihçiliğimizi ve tarihçilerimizi üç kitapla tanıyıvermek büyük nimet.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir