OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
 

Temel Sorum Şu: Kitabı Hangi Şekillerde Daha İyi Anlatabiliriz?

Tasarım Söyleşileri

Söyleşi: Kibele Yarman

Konuşan: Kübra Ramazan

Duygu görselleştirme tasarım pratiğine sahip ve daha çok kolaj çalışmalarıyla dikkat çeken Kibele Yarman ile tasarlamaya giden yolculuğunu ve yaptığı çalışmaların detaylarını konuştuk. Yaptığı kitap kapağı, afiş, logo tasarımlarıyla ödül alan tasarımcı müzeler, galeriler, yayınevleri ve yayınevi dışından kişiler ile çalışıyor.

Kitap nesnesinin benim için hep ayrı bir yeri var. Eskiden de okuduğum kitapların kapakları, mizanpajları üzerine çok düşünürdüm. Tasarımına kafayı taktığım ilk Türkçe kitap sanırım Bülent Erkmen’in tasarladığı Beşpeşe kitabı. Anlatılanların temsili nasıl olmalıdır üzerine ilk bu kitabı elime aldığımda uzun uzun düşünmüş olabilirim.

İsterseniz sohbetimize biraz daha köklerden başlayalım. Tasarlamaya olan yöneliminizi ve ilginizi etkileyen ilk şey neydi, sizi bu bölümü okumaya yönlendiren? 

Üniversitede önce Fransızca Finans Bölümü’ne girdim. Pek bana göre değildi, kendimi o işi yaparken hiç hayal edemedim. Görsel sanatlara ilgi duyduğum için sonra aynı üniversitenin tasarım bölümüne geçiş yaptım. Kitap nesnesinin benim için hep ayrı bir yeri var. O zamanlar da okuduğum kitapların kapakları, mizanpajları üzerine çok düşünürdüm. Hangi kitabı hangi şekillerde daha iyi anlatabiliriz? Tasarımına kafayı taktığım ilk Türkçe kitap sanırım Bülent Erkmen’in tasarladığı Beşpeşe kitabı. Mor vinil kapaklı olanı var bende, hâlâ kitaplığımda durur, ara sıra bakarım. Anlatılanların temsili nasıl olmalıdır üzerine ilk bu kitabı elime aldığımda uzun uzun düşünmüş olabilirim, lise ikinci sınıftaydım. Ama bu konuda iş yapacağımı tahmin etmezdim. Yani tabii ki size “Biliyordum böyle olacağını!” diye anlatabileceğim bir hikaye olmasın çok isterdim ama maalesef yok. Sadece diyebilirim ki hep okumaya ve okuduğum kitapları biriktirmeye, üzerlerinde düşünmeye çalıştım. 

Kapak tasarımlarınızı kolaj yöntemiyle yapıyorsunuz. Daha çok nelerden ilham alıyorsunuz, tasarlamaya başlarken çıkış noktanız ne oluyor? 

Aslında her zaman kolaj tekniğine başvurmuyorum, ama çoğunlukla kolaj-kapak siparişi alıyorum ve bu aralar kapak işlerim bu doğrultuda şekilleniyor, doğru. Ama ileride ne olacağı bilinmez. Tasarlamadan önce kitabın konusunu, karakterlerini, dilini, atmosferini, tonunu iyice anlamaya çalışıyorum. Neşeli mi, melankolik mi vesaire, kitabın duygusuna epey dikkat ediyorum. Sadece formla değil hisle de doğru kompozisyonu arıyorum. Bana göre kötü sonlu bir aşk hikayesinin kapağı, biraz iç burkucu olabilir örneğin. Italo Svevo’nun Duygusal Kısa Yolculuk ve Édouard Dujardin’in Defneler Kesildi kapakları mesela böyle çalışılmış kapaklar. Kapak tasarımının kitabın bütünlüğünde nasıl bir yeri var sizce? Kitap sayfaları, kapağı, sayfalarının üzerindeki kelimeler yekpare bir nesne. 

Bunların birbirinden ayrıldığını düşünemiyorum. Şu ana kadar yaptığınız işler içinde sizi en çok hangisi zorladı? Neden? 

Luigi Pirandello’nun Biri, Hiçbiri, Binlercesi. Bazen analog kolajla (önce elle çalışılan ve sonra dijitale dönüştürülen) başladığım işlerin teknik kısmı tahminimden çok daha fazla zaman alıyor. Bu kitap özelinde aynı portreyi çok defa tekrar ederek birkaç katman oluşturup belirli yerlerden keserek altındaki yüzeyi göstermeyi denemiştim. Küçük küçük her birini kesmesi, kaydırmadan düzgünce taraması, tipografisini analogda okunacak biçimde oturtması oldukça zaman almıştı ve ortaya çıkacak görselin çalışıp çalışmayacağından emin değildim. 

Tasarımını yaptığınız kitabı okur musunuz? Okumadığınızda kapakta bütünsellikle ilgili bir eksiklik olur mu sizce?

Okumaya çalışıyorum. Kendisini okuyamazsam özetini mutlaka okuyorum. Editörler bu konuda bana çok yardımcı oluyorlar. Geçen sene Zoom’da bir sürü kitabın özetini dinledim örneğin, böyle yaklaşımlar da çok faydalı oluyor. Okumadan, konuyu anlamadan bu iş olmaz. 

Türkiye’den ve yurt dışından ilgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar ve internet siteleri varsa isimlerini paylaşır mısınız? 

Barış Şehri, Louise Fili, Peter Mendelsund, Adalis Martinez. Hepsinin internet siteleri var!

Tasarımın Hikayesi

The Tribe of the Esrâris (Esrâriler’in Türkçe çevirisi) – Ahmet Güntan 

Bu kitabın kapağına esrarengiz bir takım yüzler koymak istedim, daha önce İstanbul’da yaşamış ama tanımadığım buluntu fotoğrafların üzerine bazı desenler çizerek yüzlerinin belirli kısımlarını gizledim bunu elde etmek için. Her biri elle çalışıldı, ayrı ayrı tarandı ve sonra birkaç kompozisyon alternatifinde birleştirildi. Hep birkaç farklı dengede çalışan kompozisyon çalışıp içinden editörle birlikte en güçlü olanını seçmeye çalışıyorum. Elle yazdığım başlıklar da keza, gelişigüzel ve hızlı yazılmış gibi görünse de çoğu zaman onlarda da birden fazla alternatif üretip arasından seçmeye çalışıyorum. Zaman alıyor. Zaman almasından mutluyum. Günde 5 kitap kapağı yapmayı tercih etmiyorum, öyle içime sinmez gibi geliyor.

Olala Kliniği – Rahman Yıldız 

Bu kitabın kapağına kendi ağzımın bir fotoğrafını koymaya karar verip koymuştum. Bu kitabı yapmadan bir süre önce bir hastanede kalış maceram olmuştu ve orada çok susamıştım. Kitaptaki şiirlerin atmosferi bana o günlerimi anımsattı ve bir musluk imgesiyle ağız imgesini birleştirdim- soyut şekiller ve renklerden de faydalanarak bir kapak düzeni tasarladım. Kendi ağzım olduğunu yazara ve yayın yönetmenine kitap kapağı baskıya gittikten sonra söyledim 🙂

http://erensukibeleyarman.com/  

✽ @kibeleyarman 

Henüz yorum yok...

Yorum yapmak ister misiniz?