OKUR, Kitaplar Yalnız Kalmasın Diye Çıktı
 

Türkçeyi En İyi Yazan Muharrir: Refik Halid Karay

Büşra Çelik

Gurbet Hikayeleri ve Memleket Hikayeleri ile tanıdığımız Refik Halid Karay, devrindeki muhalif tavrının gazabına uğramış ve bu yüzden de edebi değeri hâlâ tam anlamıyla verilememiş bir yazar.

Psikolojik tahliller, mekan tasvirleri, betimlemeler ve kıyıda kösede kalmış ama küf kokmayan kelimeler ile harmanlanmış güçlü bir dili var. Bu yüzdendir ki Ziya Gökalp onun hakkında “Refik Halid, Türkçeyi en iyi yazan muharrirdir.” demiş.

Refik Halid, 1888 yılında Osmanlı Devleti’nde doğup 1965 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nde vefat etmiştir. Doğum ve ölüm yeri belirtilirken kullanılan iki ibare aslında onun sürgününü tek başına anlatmış olur. Hayatındaki en büyük dönüm noktalarından biri Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında yaşadığı Beyrut ve Halep’te geçen sürgün hayatıdır. Bu anlamda Sürgün romanı yazarın 1937-1940 yıllarında Halep-Erenköy hattında yazdığı bir nevi otobiyografi olarak kabul edebileceğimiz eseridir. Öyle ki romanın ana kahramanı Hilmi Efendi gibi Refik Halid Karay’ın da en büyük korkusu memleketinden uzakta ölmek ve hiçbir ünsiyet kuramadığı topraklarda gömülmektir.

Arada Kalmak

Sürgün romanında, memleketinden sınır dışı edilen Hilmi Efendi’nin bu süreçte yasadığı hasrete, yabancılaşmaya, herhangi bir toprağa aidiyet hissedemeyen bir adamın zaman içinde kişiliğinde de meydana gelen yozlaşmaya ama her seye rağmen o özden kopamayışına tanık oluruz.

Yazının tamamını Okur’un 15. sayısında bulabilirsiniz: bit.ly/3idf6PP

Bu yazıyı paylaş
Henüz yorum yok...

Yorum yapmak ister misiniz?